Eleştirel Düşünce
Mantığa Giriş
Prof.Dr. İbrahim Emiroğlu'nun Ana Hatlarıyla Klasik Mantık (Asa:1999) kitabından kısaltılarak alınmıştır
Mantık, doğru düşünmenin ve tutarlı akıl yürütmelerde bulunmanın şartlarını ve kurallarını bildirir. Doğru düşünmek ve tabiat ve olaylara uygun düşecek, aklı düzgün çalışan insanlar tarafından kabul edilecek tutarlı sonuçlara varmaktır.
Zihnin tabiat ve olaylara uygun olan düşüncelerine “gerçek"; kendi içindeki uygunluğuna da “geçerli" diyoruz. Mantığın mahiyetini anlamada bu ayrıma dikkat etmenin önemli olduğunu belirtmek isteriz. Zira mantıksal olarak geçerli olan her düşünce veya çıkarım dış dünyaya uygun düşmeyebilir.
Bir örnek üzerinde gösterecek olursak:
-
Her fil iki ayaklıdır;
-
Masa da fildir,
-
Masa da iki ayaklıdır
Bu argüman (çıkarım) mantıksal olarak geçerlidir, zira burada çıkarımın formal kurallarına uyulmuştur. Her filin iki ayaklı olduğunu, masaların da fil olduğunu kabul ediyorsam, file verdiğim iki ayaklı oluşu masaya da zorunlu olarak vermem gerekecektir.
Bu hususun daha iyi anlaşılması için akıl (mantık) doğrusu ile olgu (bilgi) doğrusu arasındaki farka dikkat etmek gerekmektedir.
1.
-
Hiçbir insan dört ayaklı değildir;
-
Ali de insandır;
-
Öyleyse Ali de dört ayaklı değildir
2.
“Türkiye'de yıllık enflasyon oranı son yıllarda %70'in altına düşmemektedir.”
Burada 1 numarada gösterilen çıkarımla, 2 numarada gösterilen önerme doğrudur. Yalnız iki doğruluk ta aynı türden değildir.
Birincisi akıl (mantık) doğrusudur, İkincisi olgu (bilgi) doğrusudur. Mantık ve matematikte söz konusu olan akıl doğruluğudur. Akıl doğruluğu kendisini akıl yürütmede gösterir. Akıl yürütmede basamaklar (öncüller) arasında tutarlılık veya akla yatkınlık olursa ona doğru denir. Burada söz konusu olan mantık ilkeleri denen ilkelere uygunluk demektir. Akıl bu ilkelere kendinden uyar, doğru veya yanlış akıl yürütmeyi derhal fark eder.
Olgu (bilgi) doğruluğu ise içerikle ilgilidir. Bunda, bir hüküm ile onun ifade ettiği obje arasındaki uygunluk söz konusudur. Gerek tabiat bilimlerinin gerekse insan ve toplum bilimlerinin doğruları bu tür doğrulardandır.
Mantık karşımıza iki şekliyle veya boyutuyla çıkmaktadır:
l. Formal (biçimsel) Mantık
Bu mantık zihnin düşünülen konu ve objeden ayrı olarak yalnız zihnin kendi kendisiyle uygunluğunu araştırır. Düşünülen maddeyi değil düşünen zihni ele alır. Zihnin işleyiş kanunlarını, doğru işlemesi için gerekli kural ve şartlan gösterip, doğru hükümler vermeyi ve geçerli çıkarımlarda bulunmayı öğretir; bir hükümden diğer hükümlerin nasıl çıkarılması gerektiğini gösterir.
Bu mantık, zihin işlemlerini üç unsurdan ibaret sayar. Bu unsurların, gösterilen kurallara göre düzenlenmesiyle zihnin doğru düşüneceğini ve yanlışlara düşmeyeceğini kabul eder. Bu mantığın konusunu oluşturan üç temel unsur şunlardır:
-
Terimler (kavramlar, fikirler)
-
Önermeler (hükümler)
-
Akıl yürütmeler
Yirminci yüzyılın başında formal mantığın aldığı özel şekle sembolik mantık denir. Lojistik, cebirde olduğu gibi kavramları ve hükümleri harflerle ve sembollerle gösterip mantığı adeta bir matematik-cebir haline getirir.
Kavramlar önermeler için, önermeler de kıyas için bir ön hazırlıktır. Kıyastan sonra işlenen beş sanat ise kıyasın uygulanma alanıdır. Bunlardan, mantık konularının, kıyası merkez alarak işlendiği anlaşılmaktadır.
II. İnformal Mantık
-
İlmî yahut günlük hayatta ortaya çıkan belirsiz ifadelere nasıl açıklık ve netlik kazandırılacağı
-
Önermelerin içerik yönünden (doğru-yanlış, kesin-olasılı) durumlarının ne şekilde araştırılacağı
-
Kesin olmayan zanlara ve tahminlere nasıl kesinlik kazandırılabileceği
-
Az çok birbirine benzer olan durumlar karşısında analojilerin gücünün nasıl belirleneceği
-
Tümdengelim metodunun işleyişi ve değerinin ne olduğu
-
Delillerin doğruluğu, yanlışlığı; tamlığı, eksikliği; sağlamlığı, bozukluğu veya kandırıcılığı
gibi konular üzerinde durmak mantığın bu bölümünün işidir. Metodoloji, bu ilimlerin dayandıkları prensipleri ve bunların kullanış yollarını gösterir.
Mantığın bu bölümüne "uygulamalı mantık” da denir.