top of page
Linda Elder.jpg

Eleştirel Düşünce Çabası

Prof.Dr.Linda Elder'ın Kritik Düşünce (Nobel:2016) kitabından kısaltılarak alınmıştır

Şimdi, eleştirel düşünceye ilişkin bazı temel kavram, ilke ve teorileri ele alalım ve bu ilkelere ilişkin stratejik düşünme örnekleri üzerinde duralım. 

Temel Fikir #1: Düşünceler, Duygular ve İstekler Birbirine Bağımlıdır

Daha önce de belirtildiği gibi, zihin üç işlevden oluşmuştur: düşünmek, hissetmek ve arzulamak ya da istemek. Bu işlevlerden biri söz konusu olduğunda, mutlaka diğer ikisi de işin içindedir. Bu üç işlev, sürekli olarak birbirini etkilemekte ve birbirinden etkilenmektedir. Düşüncemiz, duygu ve isteklerimizi etkiler. Duygularımız, düşünce ve isteklerimizi etkiler. İsteklerimiz, düşünce ve duygularımızı etkiler. 

Duygu ya da isteklerimizi bir anda değiştiremeyiz. Sadece düşüncemize doğrudan ulaşma olanağımız vardır. Herhangi bir kimsenin size hissetmediğiniz bir şeyi hissetmenizi veya istemediğiniz bir şeyi istemenizi söylemesinin mantıklı bir tarafı yoktur. Duygularımızı, yerine başka duygular koyarak ya da isteklerimizi, yerine başka istekler koyarak değiştirmeyiz. Ancak bir başkası bize yeni bir düşünme şekli önerebilir. Bize önerilen yeni düşüncelere sahipmişiz gibi davranabilir ancak bize önerilen yeni duygu veya isteklere sahipmişiz gibi davranamayız. Katılmadığımız bir düşünceye bazı açılardan gerekçeler bulabiliriz. Düşüncemizi, üzerinde tekrar düşünerek değiştirebiliriz ve düşüncemiz değiştiğinde duygu ve isteklerimiz de aynı doğrultuda değişir. 

Bu strateji, ana hatlarıyla aşağıdaki gibi açıklanabilir: 

  1. Mantıksız olabileceği yönünde şüpheleriniz olan yaşadığınız bir duyguyu tanımlayın (alınganlık, kırgınlık, kibirlenme veya bunalım gibi).

  2. Bu duyguya neden olan düşünce hangisi olabilir? Burada birden fazla düşünce söz konusu olabilir. Öyle ise hangi düşüncenin en önemli neden olduğunu belirlemeye çalışm.

  3. Bu düşüncenin ne kadar akla yatkın olduğunu belirleyin. Düşüncenizi haklı çıkarmak için ileri sürdüğünüz nedenlere dikkat edin. Bunlar, gerçek nedenler olmayabilir mi? Bu şekilde düşünmeniz başka nedenlerden kaynaklanıyor olabilir mi? Durumun farklı yorumlarını da göz önüne alın.

  4. Duygunuzun mantıksız olduğu sonucuna varmanız hâlinde neden böyle düşündüğünüzü ayrıntılı şekilde açıklayın.

  5. Söz konusu duruma mantıklı tepki oluşturabilecek bir düşünce şekli belirleyin.

 

Mantıksız bir düşünceye mantıklı düşüncelerle hücum edin. Mantıklı bir tepki oluşturan düşünceleri içinizden tekrar edin. 

Örneğin, ölümcül bir hastalığa ilişkin bir makale okuduğumu ve belirtilen semptomlara göre, bu hastalıktan muzdarip olabileceğim sonucuna vardığımı düşünelim. Böyle bir durumda depresyona girerim. Gece yattığımda acaba ne zaman öleceğim diye düşünmeye başlarım ve bu düşünce beni iyice depresyona sokar. Burada mantıksız olan duygunun depresyon olduğu açıktır. Mantıksızdır çünkü bir doktor beni muayene ederek söz konusu teşhisi doğrulamadığı sürece bu hastalıktan muzdarip olduğuma inanmak için geçerli bir neden yoktur.

Aynı duruma mantıklı bir düşünce şeklinin yaklaşımı ise şöyle olurdu: 

Evet, bu hastalık bende de olabilir çünkü bazı semptomlar bana uyuyor ancak bu semptomlar, vücudun başka bir sürü hâllerinde de görülebiliyor. Bu durumda, bu nadir rastlanan hastalığa sahip olmam pek olası görünmüyor ve en kötü olasılığı düşünmenin bana hiçbir faydası yok. Yapmam gereken en akıllıca hareket, en kısa sürede doktora gidip muayene olmak. Doktorun teşhisini öğrenene kadar doğrulanmamış bu olasılık üzerinde kafa yormak yerine, daha anlamlı şeyler üzerinde yoğunlaşmam en doğru davranış şekli olacak.

Mantıksız istek veya motivasyonlardan kaynaklanan mantıksız davranışları değiştirmek için de benzer bir yaklaşım izlenebilir: 

  1. Şüpheli davranışınızı (sizi sıkıntıya sokan veya size veya başkalarına sorun yaratan) tanımlayın.

  2. Bu davranışa yol açan düşünceyi tam olarak belirtin. Sizi bu şekilde davranmaya sevk eden düşünce nedir?

  3. İlgiliolabilecek bilgileri atlamadan bu düşüncenizde ne ölçüde haklı olduğunuzu irdeleyin.

  4. Düşünceniz mantıksız ise bu durumda makul olabilecek bir düşünce geliştirin.

  5. Mantıksız olan düşünceye mantıklı bir düşünceyle hücum edin.

 

Temel Fikir #2: Bunun Bir Mantığı Var ve Siz Bunun Ne Olduğunu Bulup Çıkarabilirsiniz

Bir eleştirel düşünür olarak, öğrenmenin her boyutuna, zihninizde akılcı olan ve üzerine odaklandığınız konu hakkında mantıklı çıkarımlarda bulunmanızı sağlayan bir anlamlar sistemi inşa etme gerekliliği ile yaklaşırsınız. Bu sistem, “...nın mantığı” ifadesi ile tanımlanmaktadır. Eleştirel bir düşünür olarak, akademik konuların bir mantığı (kimya, fizik, matematik, sosyoloji mantığı) olduğunu kabul edersiniz. Aynca, soruların, sorunların ve konuların da bir mantığı (ekonomik soruların, sosyal sorunların, karmaşık konuların, kişisel sorunların mantığı) vardır.

Durumların bir mantığı vardır. Kişisel davranışların bir mantığı vardır. Açık ve kapalı mantıklar, kabul edilmiş ve gizli mantıklar vardır. Savaşın ve barışın bir mantığı olduğu gibi hücum etmenin ve savunmanın da bir mantığı vardır. Siyasi, sosyal, kurumsal ve kültürel mantıklar vardır. 

İnsan zihninin çalışmasının, gücün, hükmetmenin, kitlesel inançların, propagandanın, yönlendirmenin bir mantığı vardır. Görgü kurallarının, etik kavramların ve ilkelerin bir mantığı vardır. Teolojinin (teolojik), biyolojinin (biyolojik), psikolojinin (psikolojik) bir mantığı vardır. Patolojinin (patolojik hastalık ve çalışma bozukluğu mantığı) bile bir mantığı vardır. Bunların her biri, disiplinli ve eleştirel düşünceyle anlaşılabilir. 

Bir şeyin temel mantığını anlamada düşünce unsurlarını kullanmak, aşina olduğunuzu umduğumuz bir uygulamadır. Bu, bir perspektif edinmek ve konumsal avantaj veya kontrol sağlamak açısından güçlü bir stratejidir.  

Her insani durumda veya bağlamda genellikle çoklu anlamlar sistemleri söz konusudur. Eleştirel bir düşünür olarak, ebeveyninizin, öğretmenlerinizin ve çalışanlarınızın sizinle olan ilişkilerini neden mevcut şekliyle sürdürdüklerini anlamaya çalışırsınız. Bu doğrudur çünkü herkes, kendi yaşamındaki durumları anlamlandırma çabası içersindedir. Bunu yapabilmek için düşünmenin sekizinci unsurunu en azından dolaylı şekilde kullanmak dulundadırlar. Başkalarının düşüncelerinin unsurlarını tanımlayabilirseniz bunların nereden geldiklerini daha iyi anlayabilirsiniz. 

Aşağıdaki varsayımlarda bulunabilirsiniz: 

  • Etkileşim içerisinde olduğunuz herkesin, ulaşmaya çalıştıkları amaçlan veya hedefleri vardır.

  • Herkesin, bu amaçlarla ilgili problemleri bulunmaktadır.

  • Düşüncelerini bazı bilgiler üzerine temellendirirler.

  • Bu bilgileri esas alarak ilgili bulundukları şartlar dahilinde mantıklı olabilen veya olmayan sonuçlara varırlar.

  • Bazı şeyleri doğal karşılarlar veya bazı varsayımlarda bulunurlar.

  • Düşünürlerken, bazı temel fikir veya kavramlar kullanırlar.

  • Bir bakış açısı dahilinde, olup bitenleri tarafsız şekilde görmelerini engelleyen bir referans çerçeve içersinde düşünürler.

  • Sonuçlar, düşüncelerinin bir neticesi olarak ortaya çıkar.

 

Dünyada olan her şeyin mutlaka bir mantığa dayandığını ve bir şeyler yapan herkesin belirli bir mantığa göre hareket ettiğini varsaydığınızda anlama yolunda önemli bir adım atmış olursunuz. Bu durumda, yüzeysel açıklamaları bir kenara bırakıp daha derin açıklamaların peşine düşersiniz ve şunları sorgulamaya başlarsınız: 

  • Etkileşim içersinde olduğunuz kişilerin hedef ve amaçları,

  • Sorularını ve sorunlarını dile getirme şekilleri,

  • Bulundukları varsayımlar,

  • Argümanlarını desteklemede kullandıkları bilgiler,

  • Vardıkları sonuçlar (çıkarımlar),

  • Düşüncelerine yön veren kavramlar,

  • Düşüncelerinde kendiliğinden var olan gizli anlamlar,

  • Durumları gözlemlemede sahip oldukları bakış açıları.

 

Etrafınızdaki kişilerin düşünme mantıklarını sorgularken aynı zamanda kendi düşünme mantığınızı da sorgularsınız.

Temel Fikir #3: Kaliteli Düşünebilmek için Düşüncelerimizi Düzenli Aralıklarla Değerlendirmemiz Gerekir

Sürekli yüksek kaliteli düşünce, kendisini olası kusurlara karşı belirli aralıklarla değerlendirir ve düşük kaliteli olan düşünceleri, yüksek kaliteli olanlarla değiştirir.  

Temel Fikir #4: Doğarken Edinmiş Olduğumuz Benmerkezcilik Olağan Bir Mekanizmadır

İnsan aklını anlayabilmek için onun aslen iki parçalı olduğunu kabul etmemiz gerekir. Bir taraftan, insan aklının mantıksızlığa içgüdüsel bir yatkınlığı vardır. Diğer yandan, aklın mantıklılığa doğuştan gelen bir yetisi söz konusudur. Aklımızı kontrol edebilmek için (1) aklımızın benmerkezci veya mantıksız düşünme eğilimini takip etme ve (2) bu eğilime düzeltici mantıklı düşünce ile hücum etme becerisi geliştirmemiz gerekir. [18]

Mantıksız akıl, başkalarının hak ve gereksinimleriyle ilgilenmez. Ahlaki boyuttan yoksundur. Gerektiği gibi gelişmiş olan akıl ise entelektüel olduğu gibi ahlaki boyuta da sahiptir. Kendini entelektüel anlamda kontrol edebildiği gibi ahlaki bir hassasiyeti de mevcuttur. Ancak mantıklı aklımız işin içerisine dâhil olmadığında doğuştan var olan benmerkezcilik fonksiyonları olağan bir mekanizma olarak devreye girer. Onu kontrol edemezsek o bizi kontrol eder! [19]

Benmerkezciliğimiz hakkında ne kadar fazla şey bilirsek içimizdeki varlığını da o ölçüde ortaya çıkarabilir ve onunla mücadele edebiliriz. Bunu başarmanın yollarından biri, kendi düşünme mantığımızı analiz etme becerisi geliştirmektir.  

Temel Fikir #5: Etrafımızdaki Kişilerin Benmerkezciliğine Karşı Hassas Olmalıyız

İnsanlar doğalan gereği benmerkezci olduklarından ve sadece bazılarımız benmerkezci düşünme şeklimizi nasıl kontrol altına alabileceğini bildiğimizden etrafımızdaki kişilerin benmerkezci düşünce tarzına sahip olduklarını anlayabilme becerisi geliştirebilmemiz, bizler açısından önem taşımaktadır. Diğer yandan, son derece benmerkezci kişiler bazen mantıklı davranabildiklerinde, insanları belirli kalıplara sokmamaya da dikkat etmemiz gerekir. Bu bağlamda, herkes zaman zaman mantıksız davranışlar sergileyebildiğinden davranışları açık görüşlü ancak gerçekçi bir şekilde değerlendirebilmeyi öğrenmemiz gerekir.  

Başkalarının mantıksız davranışları söz konusu olduğunda duygularımızı kontrol altında tutmaya çalışmamız ve temelde mantıksız olan insanlardan uzak durmamız ya da en azından bu kişilerin benmerkezcilikleriyle dolaylı olarak baş etmenin bir yolunu bulmamız gerekir. Düşüncelerinin benmerkezci olduğunu söylediğiniz kişilerin pek azı size teşekkür edecektir. En benmerkezci kişiler, böyle olduklarını kabul etmekte en fazla direnen kişilerdir. Benmerkezci kişiler ne kadar güçlü olurlarsa o denli tehlikelidirler. Mantıklı insanlar olarak, başkalarının kontrolü veya yönlendirmesi altında olmak yerine onların mantıksızlıklarıyla nasıl baş edeceğimizi öğrenmemiz gerekir. 

Başkalarının benmerkezci tepkileriyle başa çıkmak konusunda karşılaştığımız diğer bir sorun, kendi benmerkezci eğilimlerimizdir. Bizimle benmerkezci ilişkiler içerisinde olan kişilerle etkileşimde bulunduğumuzda kendi mantıksız tarafımız kolayca su yüzüne çıkar veya daha uygun bir ifadeyle, düğmelerimize kolaylıkla basılır hâle geliriz. Başkaları bize benmerkezci şekilde yaklaşıp haklarımızı ihlal ettiklerinde ve/veya meşru gereksinimlerimizi görmezden geldiklerinde doğuştan sahip olduğumuz benmerkezci tarafımız hemen kendini gösterir. Bu, egoların göğüs göğüse çarpıştığı bir meydan savaşıdır. Böyle bir savaşın kazananı olmayacaktır. Bu nedenle, kendi benmerkezci tepkilerimizi tanımamız ve bu tepkilerle başa çıkabilmek için gereken mantıklı düşünebilme becerimizi geliştirmemiz gerekir. 

İnsanların doğaları gereği benmerkezci olduklarını ve çoğu kişinin bu benmerkezciliklerinin farkında olmadıklarını kavradığımızda bu kişilerin akıllarının benmerkezci tarafından çok, mantıklı tarafıyla ilgilenebiliriz. Böylelikle, bu kişilerin mantıklı fikirler ortaya koyarak mantıklı amaçlar peşinden mi koştuklarını yoksa farkında olmadıkları mantıksız dürtülerle mi hareket ettiklerini sorgulayabiliriz. Başkalarının bize mutlaka kötü niyetle yaklaştıkları gibi bir kuruntuya kapılmak yerine davranışlarının aslında ne anlama geldiğini belirleyebilmek amacıyla, bu davranışları dikkatli bir şekilde gözlemleyeceğiz. 

Ayrıca, içimizdeki mantıksız yanın, başkalarının mantıksızlıkları karşısında kolaylıkla yüzeye çıkabildiğini bildiğimizden benmerkezci kişilerle ilişkilerimizde mantıksız kişiler haline dönüşmemek için kendi düşünme şeklimizi dikkatlice gözlemleyecek ve değerlendireceğiz. Kendi benmerkezci düşüncelerimizin peşinde olacağız ve tespit ettiğimiz bu tür düşüncelerimizi alt etmek için gereken adımlan atarak ister bizim ister başkalarının benmerkezci eğilimleri tarafından başlatılan mantık dışı oyunlara katılmayı reddedeceğiz. Karşımızda mantıksız bir kişinin bulunduğunu anladığımızda, bu kişinin mantıksız tarafının bizim mantıklı tarafımıza yapacağı daveti geri çevireceğiz. Başkalarının mantıklı olmayan davranışlarının kontrolü altına girmeyi reddedeceğiz. 

Stratejik anlamda yapılacak en iyi şey, mümkün olan hallerde fazla benmerkezci olan kişilerle temasta bulunmaktan kaçınmaktır. Kendimizi bu tür insanlarla ilişki içerisinde bulduğumuz durumlarda mümkün olan ilk fırsatta bu ilişkiyi sonlandırmanın bir yolunu bulmalıyız. Bunun mümkün olmadığı durumlarda ise ilişkimizi en aza indirgememiz ya da bu kişilerin egolarını harekete geçirecek davranışlardan kaçınmamız gerekir. 

Benmerkezci tepkileri en yüksek düzeye çıkaran şartları -insanların korktukları, aşağılandıkları, ayıplandıkları, menfaatleri veya kişisel itibarları söz konusu olduğunda- bilmemiz halinde karşımızdaki kişilerin egolarını harekete geçirmemeyi en aza indirgeyebiliriz. Olaylara başkalarının bakış açısından bakma alışkanlığını edinerek ve sık sık onların perspektifinden bakmaya çalışarak etrafımızdaki kişilerin benmerkezci tepkilerinin birçoğunu önceden kestirebiliriz.  

Temel Fikir #6: Aklımız Esas Deneyimlerimiz Dışında Genellemeler Yapmaya Eğilimlidir

Ünlü çocuk psikoloğu Jean Piaget’nin çocuklar hakkında ortaya çıkardığı en önemli gerçeklerden biri, çocuklann o anda yaşadıkları duygulan aşın genelledikleridir. Başlarına iyi bir şey geldiğinde tüın dünya onlara iyi görünmektedir. Başlarına kötü bir şey geldiğinde ise dünya tamamen kötü bir yere dönüşmektedir. Piaget bu fenomeni benmerkezci doğrudanlık (egocentric immediacy) olarak adlandırmaktadır. 

Ancak Piaget’nin üstünde durmadığı nokta, aynı tepki kalıplarının yetişkinlerin düşünce şekillerinde de var olduğudur. Herkesin günlük yaşamdaki iniş ve çıkışlara vadeli bir perspektiften bakmayı başaramadıklarını söylemek pek de yanlış olmaz. Anlık (duygusal) tepkilerin gücü göz önüne alındığında olup biten her şeye doğru perspektiften bakabilmek pek kolay bir şey değildir.    

Birçok kişi için dünyaya olumsuz gözlerle bakmalarına neden olabilecek gündelik bir sorun düşünün. Bu kişiler sabah yataktan kalkarlar ve beklenmeyen birkaç ufak sorunla uğraşırlar. Gün ilerledikçe ve daha fazla “sorunla” uğraşmaya başladıklarında yaşamlarındakl her şey kendilerine olumsuz görünmeye başlar. Kötü şeylerden oluşan kar topu, gün içersinde gittikçe büyür. Günün sonunda, bu kişilerin yaşamlannda olumlu gözle bakabilecek hiçbir şeyleri kalmamıştır. Muhtemel düşünceleri (Tabii ki pek dile getirmezler.) şöyle olacaktır: 

Her şey kötü görünüyor. Hayat hiç adil değil. Başıma hiç iyi bir şey gelmiyor. Her zaman sorunlarla boğuşmak zorundayım. Neden başıma hep kötü şeyler geliyor? 

Bu düşüncelerin kontrolü altına giren kişiler, dizginleyemedikleri olumsuz düşüncelere mantıklı düşünmek suretiyle karşı koyma becerisinden yoksunlardır. Yaşamlarındaki birçok iyi şeyi göremezler. Benmerkezci düşünme şekilleri, bu düşüncelerini değiştirebilecek gerçekleri tam olarak görebilmelerini ve böylece olup bitenlere daha gerçekçi gözlerle ve bu durumda daha olumlu bir ışık altında bakabilmelerini engeller. 

Temel Fikir #7: Benmerkezci Düşünmek Mantıklı Bir Şeymiş Gibi Geliyor

İnsanların benmerkezci düşünce şeklini tanımalarını zorlaştıran en önemli nedenlerden biri, bu düşünce şeklinin akla son derece mantıklı bir şeymiş gibi geliyor olmasıdır. Hiç kimse kendi kendine “Bir süre mantıksız düşüneceğim." demez. Mantıksızlığa en yatkın olduğumuz durumlarda (örneğin, mantıksız bir öfke halindeyken), kendimizi genellikle kızgın ve mağdur hissederiz. Benmerkezci düşünce şekli, bizi çeşitli şekillerde kör eder. Kendimizi kaybederiz. 

Mantıksız bir haldeyken kendimizi mantıklı hissederiz. Algıladığımız şeylerin mazur görülebilir olduğunu düşünür ve düşüncelerimizdeki çarpıklıkları fark etmeyiz; bu düşünceleri sorgulama ihtiyacı dahi hissetmeyiz. Farklı davranmak için herhangi bir neden bulamayız. Sonuç olarak, bizi ele geçirmiş olan bozuk davranışlarımızın üstesinden gelebilmemiz pek mümkün olmaz. Bu dar, özellikle benmerkezci düşüncelerimizin istediğimiz şeyi elde etmek için iş başında olduğu zamanlarda geçerlidir. 

Benmerkezci düşünmenin bize mantıklı bir şeymiş gibi göründüğünü bir kere fark ettiğimizde ve bu gerçeği yaşamımızdan örnekler vererek ortaya koyabildiğimizde bu konuda bir şeyler yapabilecek hâle gelmişiz dernektir. Artık benmerkezci kendimizi aldatma durumlarını önceden tespit etmeyi öğrenebiliriz. Herhangi bir şeyin işaretleri konusunda kendimizi eğitebiliriz. Kendimizi kapatma sinyallerini bizimle aynı fikirde olmayan kişileri gerçek anlamda dinlememek ve belirli kalıplara sokmak, kanıtlan görmezden gelmek, duygusal tepkiler vermek ve mantıksız olan davranışlarımız için haklı gerekçeler bulmaya çalışmak (davranışlarımız hakkında, esas dürtümüzle pek fazla ilgisi olmayan haklı nedenler düşünmek)aramaya başlayabiliriz. 

Esas olarak, kendimizi aldatma veya düşüncelerimizi çarpıtma sürecine girdiğimizi fark etmeyi öğrenebiliriz. Bunun için aşağıda belirtilen alışkanlığı geliştirebiliriz: 

  1. Olaylara, kendi bakış açım yanı sıra aynı fikre olmadığımız kişilerin bakış açılarından da bakabilmek. Bir sohbet esnasında, kendimizi, karşı kişiye onun neler söylediğini ve bunları neden söylediğini tekrarlamak suretiyle kontrol edebiliriz.

  2. Kendimize tamamen doğru görünürken aynı fikirde olmadığımız kişilere tamamen yanlış görünen düşüncelerimize şüpheyle yaklaşmak

  3. Yoğun duygulanım anlarımızda, kişi ve olaylar hakkında hüküm vermemek, bu gibi hükümleri, kendimizi sakin bir şekilde sorgulayabildiğimiz ve olaylara görece tarafsız bakabildiğimiz zamanlara ertelemek.

 

Temel Fikir #8: Aklın Benmerkezci İşleyişi Otomatik Olarak Gerçekleşir

Benmerkezci düşünüş, aynı mantıklı düşünmek gibi oldukça otomatik, bilinçsiz ve dürtüsel bir işleyişe sahiptir. Bu nedenle, genellikle biz kaçınmaya veya engellemeye vakit bulamadan harekete geçtiğini unutmamalıyız. Kavga eder. Ortadan kaybolur. İnkâr eder. Baskı altında tutar. Bahaneler bulur. Durumları çarpıtır. Reddeder. Günah keçisi arar ve bunların hepsini, size kendinizi kandırdığınızı fark ettirmeden göz açıp kapayıncaya kadar yapar. 

Mantıktan yoksun olan aklın önceden tahmin edilebilir, programlanmış ve otomatik bir şekilde işlediğini bildiğimizde kendi aklımızın benmerkezci mekanizmalarının meraklı gözlemcileri haline geliriz. Aklımızın gerçekleştirdiği mekanik hareketleri takip etmeye başlarız.  

Örneğin, aklımızın ne zaman bahaneler ürettiğini (rasyonalizasyon) önceden kestirmeye başlayabiliriz. Aynca, aklımızın kullanmaya meyilli olduğu bahane bulma şekillerini da anlayabiliriz. Emeğin, “Bunu yapmak için hiç vaktim yok!”, en çok kullanılan bahanelerden biridir. Bu bahanenin kullanımını, “İnsanların, kendileri için önemli olan şeyleri yapmaya her zaman vakti vardır.” anlayışını benimseyerek sınırlandırabiliriz. Daha sonra, ne yaptığımıza ilişkin gerçekle yüzleşmeye zorlanırız: “Bunu yapmayı önceliklerim arasına almayı istemiyorum” veya “Bunun benim için önemli olduğunu devamlı şekilde söylemeye başladığımdan beri ‘ama bunu yapmak için hiç vaktim yok.’ diyerek aslında kendimi kandırıyorum.” 

Zamanla ve biraz pratik yaparak hangi zamanlarda kendimizle ilgili gerçekleri irıkar ettiğimizi anlamaya başlayabiliriz. Hangi zamanlarda bazı gerçeklerle doğrudan ve açık yüreklilikle ilgilenmek yerine bu gerçeklerle yüzleşmeyi reddettiğimizi görmeye başlayabiliriz. Hangi zamanlarda bir sorunun çözümü konusunda çalışmamak için otomatik olarak dürüst olmayan bahaneler düşünmeye başladığımızı fark edebiliriz. 

Bu durumda, esas olarak aklımızın otomatik kalıplar belirlemek için yaptığı hile ve manevralar üzerinde çalışmaya başlayabiliriz. Aynca ve daha da önemlisi, mantıksız düşünme sürecine gerektiği hallerde, bu süreç işlemeye başladıktan sonra müdahale etmeyi öğrenebiliriz. Kısacası, ilkel isteklerimiz ve düşünme şekillerimiz tarafından kontrol edilmeyi reddedebiliriz. Otomatik benmerkezci düşünme şeklimizi, yansıtıcı mantıklı düşünme ile değiştirebiliriz. 

Temel Fikir #9: Genellikle Hükmederek veya itaatkâr Davranarak Gücün Ardından Koşarız

İnsan aklı, benmerkezci veya mantıksız düşünürken genellikle hedeflerine ya hükmederek ya da boyun eğerek ulaşmaya çalışır. Diğer bir deyişle, benmerkezciliğin egemenliği altmda olduğumuz anlarda, istediklerimize ya başkalarına hükmederek ya da boyun eğer gibi görünen davranışlarımızla onların desteğini kazanmak suretiyle ulaşırız. Zorbalık etmek (hükmetmek) veya yaltaklanmak (boyun eğmek) genellikle kurnazlık gerektirse de insan yaşamında sık karşılaşılan durumlardır. 

Gücün kendisi pek fena bir şey değildir. İhtiyaçlarımızı mantıklı sınırlar içersinde karşılayabilmek için hepimiz bir miktar güce gereksinim duyarız. Ancak insan yaşamında gücün kendi içinde sonuna kadar istenmesi veya ahlaki olmayan amaçlarla kullanılması az rastlanan bir durum değildir. Benmerkezci kişilerin ve sosyomerkezli grupların güç elde etmek için kullandıkları en tipik yollardan biri de daha güçsüz kişi veya gruplara hükmetmektir. Güç elde etmenin bir diğer yolu ise, istediğini alabilmek için daha güçlü olana boyun eğermiş ya da itaat edermiş gibi yapmaktır.  

Benmerkezci bir şekilde hükmederken veya itaat ederken böyle yaptığımızın pek farkında olmayız. 

Temel Fikir #10: İnsanlar Doğuştan Sosyomerkezcidir

Doğal benmerkezciliğimize ilave olarak, kolaylıkla sosyomerkezci düşünmeye ve davranmaya kayabiliriz. Gruplar, onların kurallarını, buyruklarını ve yasaklarını içselleştirdiğimiz ve düşünmeksizin kabul ettiğimiz sürece, bize güvenlik sağlar. 

Temel Fikir #11: Mantıklı Olabilmek İçin Çaba Göstermek Gerekir

Bir insanın mantıksal beceriler geliştirmesi uzun yıllar alabilir. Kültürümüzde hakim olan “hemen benim olmalı" anlayışı, yüksek düzeyde insani beceriler geliştirebilmemizin önündeki en önemli engellerden biridir. Gelişmiş bir akıl düzeyine ulaşmanın kestirme yollan mevcut değildir. Karşılaşmamızın kaçınılmaz olduğu karmaşık konular üzerinde daha iyi düşünebilmeyi istiyorsak bunun için çaba göstermeliyiz. Beyzbol oyuncularının ustalaşmak için defalarca pratik yapmalarının gerekli olması gibi mantıklı düşünürler olmayı isteyenlerin de sürekli olarak eleştirel düşünme alıştırmaları yapmaları gerekir.

bottom of page